الصفحة الرئيسي الاخبار İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu | Geçici Taslak Sonuç Raporu ( Özet )

İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu | Geçici Taslak Sonuç Raporu ( Özet )

أرسل لصديقك طباعة PDF

İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu | Geçici Taslak Sonuç Raporu ( Özet )

3. Akil Kişiler Kurulu Toplantısı
İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun birincisinde oluşturulması önerilip ikincisinde teyit edilerek ilk toplantısı 1 Mart 2012 tarihinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, ikinci toplantısı Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirilen ISTTP ( İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu ) Akil Kişiler Kurulu’nun üçüncü ve Bağdat’ta 21 - 22 Şubat 2014 tarihlerinde icra edilecek 5. Forumun ikinci hazırlık toplantısı 28 Ekim 2013 tarihinde Irak’ın başkenti Bağdat’ta aşağıda verilen gündemle gerçekleştirilmiştir:
A. ISTTP Akil Kişiler Kurulu ve Diğer Katılımcılar Ortak Listesi
01. Dr. Torhan AL-MUFTI, İletişim ve Yerel Yönetimler Bakanı, Irak
03. Dr. Watheq AL-HASHEMI, Iraqi Prime Group for Strategic Studies, Irak
04. Büyükelçi Hamid AL-TINAY, İİT Bağdat Büyükelçisi
05. Büyükelçi (E) Ömür ORHUN, İİT Danışmanı & TASAM, Türkiye
06. Prof. Dr. Zaleha KAMARUDDIN, Malezya İslam Üniversitesi Rektörü
07. Büyükelçi Dr. Mostafa DOLATYAR, IPIS Genel Direktörü, İran
( Dr. Mostafa ZAHRANI, IPIS, Iran tarafından temsil edildi )
08. Senator Müshahid Hussaın SYED, IPRI ( Islamabad Policy Research Institute )
Yönetim Kurulu Üyesi, Pakistan ( IPRI Başkanı Büyükelçi (E) Sohail Amin tarafından temsil  edildi )
09. Büyükelçi Humayun KABIR, BEI ( Bangladesh Enterprise Institute ) Direktörü, Bangladeş
10. Dr. Yasser ALI, IDSC ( Information and Decision Support Center ) Başkanı, Mısır
11. Prof. Shamseldin Zeinal ABDIN, Khartum University, Sudan
12. Elnur ASLANOV, Cumhurbaşkanlığı İdaresi Siyasi Analiz ve Enformasyon Departmanı, Azerbaycan
13. Dr. Abdulaziz SAGER, GRC ( Gulf Research Center ) Başkanı, BAE
14. Absettar DERBISALI, Doğu Bilimleri Enstitüsü Başkanı ve Diyanet İşleri Eski Başkanı, Kazakistan
15. Mr. Mehrdad KIAEI, Director for Persian Gulf Studies, Iran
16. Mohammed Munir, Kıdemli Araştırmacı, IPRI, Pakistan
17. Dr. Muharrem Hilmi ÖZEV, İSTTP (İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu) Genel Sekreteri, Türkiye
18. Dr. Raad Al Al-Asady, Kıdemli Uzman, Al-Al-Nahrain Stratejik Araştırmalar Merkezi Bölüm Direktörü
B. ISTTP 1. Akil Kişiler Kurulu Toplantısı Gündemi
01. Giriş
02. Akil Kişiler Kurulunun görevleri, işlevleri ve yeni üyeleri ( 2013 - 2014 Eylem Planı )
03. 5. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu ile ilgili öneriler
04. Irak’ta özel ziyaret ve toplantılar; Irak raporu/deklarasyonu taslağının hazırlanması
05. Kriz yönetimi bağlamında Suriye’deki son durumla ilgili müzakereler
06. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları ile Batı’daki emsalleri arasındaki etkileşim üzerine mülahazalar
07. İİT ve İİT Ülkeleri ile ilgili düşünceler
08. Diğer meseleler
C. Toplantı Konuşma Notları Özeti
Küresel alanda çok boyutlu bir güç sisteminin ortaya çıkmasıyla küresel ve bölgesel düzeyde çok sayıda birbirine yakın teknolojik donanım ve insan kaynağına sahip ülkenin aynı anda varlık göstermesi tarihte bir ilktir. Bu çok boyutlu ortam olağanüstü karmaşık bir rekabete temel teşkil etmektedir. Geçtiğimiz on yıl çok büyük gelişmelere sahne olmuştur ve önümüzdeki on yılda izlenecek politikalar uluslararası yapının ve ülkelerimizin önümüzdeki yüzyılda nasıl şekilleneceği üzerinde belirleyici etkiye sahip olacaktır.
Çok boyutlu rekabet; “bölgesel entegrasyon”, “mikro milliyetçilik” ve “öngörülemezlik” gibi üç temel sonuç doğurmuştur.  Bir yandan AB’yi örnek alan bölgesel ekonomik ve siyasi bütünleşme çabaları öte yandan etnik ve mezhep temelli bölünmeler artmıştır. Önümüzdeki on yıl içerisinde BM’ye mevcut ülke sayısı kadar yeni ülkenin eklenebileceği dile getirilmektedir. Mikro milliyetçilik, terörizm, siber saldırı olasılığının artması vb. nedenlerden dolayı öngörülebilirlik çağı sona ermiştir. Kuzey Afrika ve Orta Doğu’dan başlayan süreç birçok ülkeyi etkilemektedir. Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’da farklılıklar her geçen gün derinleşmektedir. Etnik ve mezhebî  gruplar arası çatışmalar yoğunlaşmıştır. Bu durum söz konusu bölgelerde kontrollü istikrarsızlık yaratmak isteyen dış güçlerin çıkarları doğrultusundadır. Çağın gerisinde kalmış, insan kaynağı yoksunu ülkeler ise daha zayıf konumdadır.
Küresel politikalar açısından bakıldığında yüz yıllık bir aradan sonra dünyanın rekabet edenler ve rekabet edilenler arasında yeniden ikiye bölündüğü görülmektedir. Kuzey Afrika, Orta Doğu ile Güney Asya ve kısmen Latin Amerika, Orta Asya ile Sahra altı Afrika rekabet edilen alandır. İİT ülkelerinin hemen tamamı bu bölgelerde yer almaktadır. Onun için İİT ülkelerinde istikrarsızlık riski çok yüksektir.
Irak’ın içerisinde yer aldığı bölgedeki çatışma ve çekişmeler son dönemde mezhebî etnik ayrılıklar üzerine yoğunlaşmıştır. Dolayısıyla sorunun çözümü mezhepler ve etnik gruplar arasında varılacak bir uzlaşı ile mümkün olabilecektir.
Mezhebî bakımdan Bölge’de Sünnilerin ve Şiilerin etkin oldukları alanlar birbiriyle kesişen ve biri Sünni Hilali, diğeri Şii Hilali diye adlandırılan iki hilalin etkin olduğu görülmektedir. Sünni Hilal; Türkiye’den başlayıp Ürdün’ü, Kuveyt’in tamamını, Irak ve Suriye’nin bir kısmını kapsayan; Suudi Arabistan ve komşu Körfez ülkelerinde son bulan alandır. Şii Hilali; İran’dan başlayıp Irak ve Suriye’nin bir kısmını kapsayan ve Güney Lübnan’da sona eren alandır. Bu iki hilalin kesişim noktasında ise üç komşu ülke; Irak, Ürdün ve Kuveyt bulunmaktadır.
Mezhep çatışmalarını sona erdirmek üzere bu üç ülke arasında bir anlayış ve politika birliğine varılması, bölgesel çatışmaların çözümü noktasında hayati önem taşımaktadır. Üstelik dil ve kültür yakınlığı yanında, dış politik yönelim açısından benzer özelliklere sahip olan bu üç ülke kendi aralarında işbirliği ve entegrasyon çabalarının başarılı olması bakımından son derece uygun bir ortam oluşturmaktadır. Yoğun Şii ve Sünni nüfus içeren bu üç ülke arasında sağlanacak bir uzlaşı sadece bu üç ülkeyi değil, bütün Bölge’yi rahatlatacaktır.
Böyle bir arayışın başarılı olması, söz konusu üç ülkenin sağlıklı bir işbirliği geliştirmesi yanında; Türkiye, İran ve Suudi Arabistan gibi Bölge ülkelerinin ve ABD, AB, Rusya ve Çin gibi bölgesel güçlerin destek olmasına da bağlıdır. Özellikle İran ve Türkiye arasında mezhebî ve etnik çatışmaları engelleme bağlamında yürütülecek çalışmalar, başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm Bölge ülkelerinin güvenliği için hayati ehemmiyet arz etmektedir.
Daha geniş bağlamda ise Orta Asya’dan Kuzey Afrika’ya varıncaya dek tüm İslam ülkeleri arasında, öncelikle de Malezya, Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Kazakistan, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve Nijerya gibi önde gelen İİT ülkeleri arasında sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda nitelikli işbirliğine gidilmesi zorunludur.
5. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun amaçları Aralık 2005’te düzenlenen 3. İİT Olağanüstü Mekke Zirvesi’nde Suudi Arabistan Kralı tarafından dile getirilen ve Zirve Sonuç Deklarasyonu’nda vurgulanan “İslam dünyasının 21. yüzyılı nasıl karşılaması gerektiğine dair” görüşleri ile uyum içerisindedir. Dolayısıyla 5. Forum, özellikle İİT’nin destek ve himayesini hak etmektedir.
5. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun “Çeşitlilik İçinde Birlik;Gücün Kaynağı” teması bütün insanlığa bir lütuf olarak gönderilen ve evrensel bir din olan İslam dininin mesajını çok güzel bir biçimde yansıtmaktadır. Çünkü İslam dini; dil, din veya renk adına aşırılık ve tutuculuk yapmayı değil, uzlaşı ve denge noktasında bulunmayı emretmektedir. Nitekim Hadis-i Şerifte “Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem ise topraktandır” buyrulmaktadır. Bütün insanlar Allah tarafından tek bir asıldan yaratılmış ve daha sonra halklara ve kabilelere ayrılmışlardır. Çeşitlilik ve çoğulluk insanın yaratılışı gereği olup tanışmayı, bütünleşmeyi ve dayanışmayı zorunlu kılar. Mücadele ve kavgaların sürekli hale gelmesi daha iyi bir gelecek gayesi bakımından uygun değildir. İslam medeniyeti tarihi farklı dinlere ve kültürlere mensup insanların bir arada barış içinde yaşamaları ile ilgili çok güzel örneklere sahiptir. Bunların başta gelenlerinden biri de; muhteşem şehir Bağdat merkezli kurulan Abbasi İmparatorluğu dönemindeki tercüme faaliyetleri ve bu dönemde farklı dinlerden ve etnik kökenlerden tabiplerin, düşünürlerin ve bilim adamlarının gerçekleştirdikleri ( o dönemin şartlarına göre değerlendirildiğinde ) olağanüstü faaliyetlerdir.
Bu açıdan bakıldığında İslam toplumunda; aşırılık, tutuculuk, baskıcılık ve hoşgörüsüzlük için yer yoktur. Anlayış, hoşgörü, diyalog ve çoğulculuğa yer vardır. İslam toplumunun yöntemi halklar arasında karşılıklı saygı ve eşitlik esası üzerine devam eden mevcut kültürel diyalog anlayışı çerçevesinde ötekilerle diyalog içerisinde olmaktır. Bu bağlamda; iç politika düzeyinde İslami mezhepler arasında diyaloğun derinleştirilmesi, din dışılıkla (tekfir) suçlamalarının engellenmesi, tüm mezheplerin üyeleri için can ve mal güvenliği sağlanması, İslam dünyasında fetva faaliyetlerinin kurumsallaştırılması, konu ile ilgili-ilgisiz her açıklamanın ses getirmesinin engellenmesi, terörün dininin, ırkının, dilinin olmadığının bilinmesi ve teröre karşı ortak bir tavır geliştirilmesi, bu konudaki ülkesel, bölgesel ve küresel mücadelelere katkı sağlanması, eğitim ve kültür faaliyetlerinin de bu amaçla yönlendirilmesi gerekmektedir.
İslam dininin ne kadar barışçı, hoşgörülü, dengeli ve orta noktada buluşmayı savunan; terörü ve aşırılığı reddeden bir din olduğunu açıklayan; çatışmaları dengeli kalkınma faaliyetleri çerçevesindeki çalışmalar ve düşünce yoluyla çözmeyi amaçlayan gerçekçi ve sağlıklı yayınların çoğaltılması, basın-yayın vasıtalarının etkin ve verimli biçimde kullanılması gerekmektedir.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın aktif bir katılımcı olarak dinler ve mezhepler arası çatışmaları çözümleme, dinler ve kültürler arası diyalogu güçlendirme yönündeki faaliyetlerini genişletmesi, derinleştirmesi ve güçlendirmesi gerekmektedir.
D.  5. İİT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu Hazırlıkları
Toplantıda 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde Bağdat’ta yapılacak 5. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu için gerekli hazırlıklar konusunda da bir takım kararlar alınmıştır. Bu bağlamda Forum katılımcılarının davet edilmesinden Bağdat Uluslararası Havaalanına eriştirilmelerine kadar olan işlemlerin TASAM tarafından gerçekleştirilmesi, vize işlemlerinin Irak hükümeti tarafından zamanında hazırlanması, güvenliğin Irak hükümeti tarafından gereği gibi sağlanması, katılımcıların iaşe, ibatesinin ve forum aktivitelerinin Yeşil Alan’da bulunan Al Rasheed Hotel’de gerçekleştirilmesi, Irak Başbakanı Sayın Nuri Maliki başta olmak üzere İİT ülkelerinden üst düzey yetkililerin Forum’u teşrifleri ve burada birer açılış konuşması yapmaları için gerekli girişimlerde bulunulması, İİT ülkelerinden duayen devlet adamı ve entelektüeller davet edilerek bunların konuşmacı olarak katılacakları özel oturumların düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.
تم التحديث فى ( الاثنين, 09 مارس 2015 00:19 )  

 

الاعلانات

1. 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu 6-8 Mart 2015 tarihlerinde Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, Pakistan China Institute ve Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. İslam dünyasından geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nda; Forumu entelektüeller, düşünürler, kanat önderleri ve İslam dünyası düşünce kuruluşları için başlıca platform olarak kurumsallaştırmak üzere dönüm noktası teşkil edecek bir takım kararlar alınmıştır.

2. Forum; Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Memnun Hüseyin’e, Pakistan Başbakanı Dış İlişkiler ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Sartaj Aziz’e ve Pakistan Senatosu Başkanı Senatör Syed Nayyer Hussain Bokhari’ye, Forum’a hitap etmeyi yüksek nezaketleriyle kabul ettikleri ve bu küresel konferansın saygınlık ve prestijine büyük katkıları için minnettarlığını arz etmiştir.

3. Forum, ekonomik ve siyasi güç dengesinin, “musâdeme-i efkârın” (fikirler çarpışmasının) yoğun etkisi altında Batı’dan Doğu’ya kaydığı 21. asırda İslam Düşünce Kuruluşları Forumu’nun kültürler, ülkeler ve kıtalar arasındaki köprü rolünün önemli olduğuna ve dolayısıyla Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu olan adının Dünya İslam Forumu (World Islamic Forum - WIF) olarak değiştirilmesine karar vermiştir.

4. İslam Dünyası Forumu mevcut gerçeklikleri ve olguları göz önünde bulundurarak İslam’ı barış, uyum, denge, hoşgörü ve bir arada yaşama dini olarak takdim edecek ve tanıtacak bir İslam anlatısı geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır.

5. İslam Dünyası Forumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışında kalan ülkelere ve topluluklara ulaşım konusunda da adımlar atarak mevcut jeopolitik sahnedeki ortak platformlar üzerinde yeni ortaklıklar ve koalisyonlar kurulmasına katkı sağlayacaktır.

6. Forum katılımcıları ne şekilde olursa olsun ve nasıl tezahür ederse etsin aşırılığı ve terörizmi kınamakta, terörizmin herhangi bir din, kast, mezhep ya da ırkla ilişkilendirilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. Terörizmle ve militanlıkla mücadele aslında; İslam’ın doğru mirasını ve özünü, Hazreti Peygamber’in (sav) öğrettiklerinde ve onun liderliğindeki faaliyetlerde ortaya konduğu şekliyle ihya çabasıdır.

7. Forum belli Batı ülkelerinde baş gösteren İslamofobiyi kınamakta ve bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında yer alan anti-semitizm benzeri bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

8. Forum hangi dinden, cinsiyetten, kasttan, ırktan ya da mezhepten olursa olsun tüm kişilerin eşitliği ilkesine riayet edilmesi gerektiğini teyit etmekte; herhangi bir etnik gruba ya da topluluğa karşı ayrımcılık yapılmasını ya da nefret, taassup ve önyargı temelinde şiddete veya nefret söylemine maruz bırakılmasını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirmektedir.

9. Forum; sorunların çözümü için herhangi bir şekilde tehdide ya da güç kullanımına başvurulmasını reddetmekte, uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın önceliğine riayet edilmesi gerektiğini dile getirmekte, tüm ülkelerin mevcut sınırlarının ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesini desteklemektedir.

10. Forum; Filistin, Keşmir, Kıbrıs ve Dağlık Karabağ gibi farklı bölgelerdeki uzun süreli uyuşmazlıkların çözümünde sürdürülebilir barış, istikrar ve güvenliği de desteklemektedir.

11. Forum; özellikle eğitim, enerji ve İslam dünyasının çok ihtiyaç duyduğu değişim ve reformların güvencesi konumundaki yetenekli kişilerin, hassaten gençler ve kadınlar arasındaki yeteneklerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak alt yapının ve mekanizmaların oluşturulmasında bölgesel ekonomik iş birliğinin teşvik edilmesi gerektiğine inanmaktadır.

12. Forum Müslüman rejimlerin ve liderlerin sivil toplumu harekete geçirmek ve temel hakların geliştirilmesinde fırsat eşitliği sunmak suretiyle elit tabaka ile sıradan insanlar arasında köprü oluşturmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.

Dünya İslam Forumu’nu Müslüman entelektüellerin, kanaat önderlerinin ve düşünürlerin sesi olarak kurumsallaştırmak amacıyla Forum aşağıdaki kurumsal mekanizmaların hayata geçirilmesine karar vermiştir:

a) Forum faaliyetlerini koordine etmek; dünyanın farklı yerlerinden sivil toplum örgütleri, hükümet dışı örgütler ve düşünce kuruluşları ile birlikte kurumsal bir ses inşa etmek ve İslam Dünyası Forumu’nun gündemi ve faaliyetleri ile ilgili kararlar almak üzere beş kişilik bir daimi icra kurulunun oluşturulması;

b) İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu “Wise Persons Board of the Forum” (Forum Akil Kişiler Kurulu) adının “Eminent Persons Group (EPG) of the World Islamic Forum” (İslam Dünyası Forumu Akil Kişiler Grubu) olarak değiştirilmesi;

c) İslam Dünyası Forumu sekretaryasının TASAM ev sahipliğinde İstanbul’da bulunması, Asya bölgesel sekreterliğinin Pakistan-China Institute ev sahipliğinde İslamabad’da kurulması ve dünyanın diğer yerlerinde de bölgesel sekreterliklerin kurulması;

d) İslam Dünyası Forumu faaliyetleri çerçevesinde İngilizce, Türkçe, Arapça ve Fransızca dillerinde yayın yapan dinamik ve etkileşimli bir internet sitesinin bulunması; İslam ümmetinin karşı karşıya olduğu sorunlara dair araştırma raporları hazırlanması ve çalışmalar yapılması, İslam ümmetini ilgilendiren konferanslara katılım sağlanması;

e) Memnuniyet verici bir gelişme olarak kaydedilen İslam Dünyası “İstanbul Ödülleri”nin yıllık olarak verilmeye devam edilmesi;

f) İslam Dünyası Forumu’nca Eylül 2015’te Kuala Lumpur’da “Müslüman Kadınlar Zirvesi” düzenlenmesi;

g) İslam Dünyası Forumu’nun sonraki toplantısının 2016 yılında Tahran’da yapılması kararları alınmıştır.

Son olarak Forum katılımcıları; Forum’un İslamabad’daki ev sahiplerine, özellikle Pakistan China-Institute, Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, TASAM ve KAS’a, bu tarihi etkinlik ile “musademe-i efkar”dan barika-i hakikat’in (fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşinin) doğması amacıyla yaptıkları katkılardan ve İslam ve Müslümanlar hakkında bugün şiddetle muhtaç olduğumuz olumlu bir anlatı sunmalarından dolayı teşekkürlerini bildirmiştir.

6-8 Mart 2015, İslamabad

Deklarasyonu indirmek için tıklayın.

Detaylı bilgi için tıklayın.