Bağdat Deklarasyonu

أرسل لصديقك طباعة PDF

BAĞDAT DEKLARASYONU ( TASLAK )

5. İİT ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

21-22 Şubat 2014, Bağdat

 

5. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu 21-22 Şubat 2014 tarihleri arasında Iraqi Prime Group for Strategic Studies ve TASAM ( Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi ) tarafından, Irak İletişim Bakanlığı ile İİT ( İslam İşbirliği Teşkilatı )’nın desteği ve T.C. Dışişleri Bakanlığının katkıları ile Irak’ın başkenti Bağdat’ta düzenlenmiştir. İslam Dünyasında “Çeşitlilik içinde Birlik: Gücün Kaynağı” temasını ele alan Forum’da İİT Ülkelerinde faaliyet gösteren düşünce kuruluşları temsilcileri yapıcı bir diyalog ortamında tebliğlerini sunmuş, öneriler geliştirip uygulama yollarını belirlemek için müzakereler yapmıştır. ABD ve Avrupa ülkelerinin düşünce kuruluşları da Forum’da temsil edilmiştir.

 

 

Bu çerçevede katılımcılar;

 

Forum’un önemini dile getirerek İstanbul, Bakü ve Kahire’de daha önce gerçekleştirilen ve İİT gündemindeki önemli sorunların ele alınması için bir diyalog ve iletişim ortamı sunan önceki dört Forum’un katkılarını ve tavsiyelerini takdirle vurgulamıştır.

 

9-11 Aralık 1991 Dakar 6. İslami Zirve Konferansı, 14-15 Ağustos 2012 Mekke İslam Zirvesi 4. Olağanüstü Oturumu gibi İİT’nin, İslam Dünyasında dayanışma ve uyumun gerekliliğine işaret eden ve bunun mezhepsel, etnik, dinî sorunlarla baş etme ve kalkınma, ekonomi, siyaset, toplum ile ilgili güçlükleri aşma noktasındaki önemini vurgulayan önceki deklarasyonlarına gönderme yapmıştır.

 

Etnik ve dinî farklılıkların, çok kültürlü ve çok etnikli toplumların sosyoekonomik kalkınmalarını teşvik edici bir unsur olarak kullanılmaları halinde, İİT Ülkeleri için ciddi fırsatlar sunduğunu not etmiş ve İslam’ın eşitlik, adalet ve uyum mesajlarının altını çizmiştir.

 

Ekonomik karşılıklı bağımlılığın uluslararası alanda daha büyük işbirliğinin önünü açabileceğini belirtmiş; finansal kurumların, üye ülkelerin ekonomik refahı gerçekleştirme çabalarını destekleme konusunda önemli olduklarını, ama aynı zamanda İİT Ülkeleri arasında birliğin sağlanması için de somut temel teşkil ettiklerini not etmiştir.

 

İçeride ve dışarıda barış ve uyumun sağlanması noktasında kadınların rolünün önemini vurgulamıştır.

 

Barış, hoşgörü, birlik ve saygı kültürü ve değerlerle ilgili net bir vizyon geliştirilmesine, İİT’nin bu noktada oynayabileceği role ve İİT Ülkeleri halkları arasındaki yapıcı etkileşimin artırılmasına olan ihtiyaca dikkat çekmiştir.

 

Tüm İİT Ülkelerinde sivil toplumun güçlendirilmesine olan ihtiyacın altını çizmiştir.

 

Ayrıca, küresel barış ve istikrarın sağlanması amacıyla terörizm ve aşırılıkçılık ile mücadelede somut adımlar atılması gerektiğini vurgulamıştır.

 

Katılımcılar şu sonuçlara varmışlardır:

 

İİT Ülkelerinin siyasi iletişim kanallarına ve kamu diplomasisine daha fazla önem vermeleri, siyasi farklılıklar veya İslam’ın farklı yorumlarından kaynaklanan ayrışmalar üzerinde dış aktörlerin çabalarını ve kendi zaaflarını iyi değerlendirmeleri gerekmektedir.

 

İİT Ülkelerinin kendi toplumlarının durumlarını iyileştirmek için en uygun özgün yerel çözüm yollarını araştırmaları ve birbirlerini destekleyecek şekilde çalışmaları gerekmektedir;

 

Din adamları, İslam’ın bağlılarını toplumlardaki mevcut etnik ve kültürel farklılıkları eleştirmekten vazgeçirmelidir. Aynı zamanda Müslüman âlimler, akademisyenler, aydınlar ve medya bir takım araştırma programları geliştirmeli; insan hakları, hukukun üstünlüğü, hoşgörüsüzlük, aşırılıkçılık ve mezhepçilik gibi konularda çalışmalar yapmak üzere kendi aralarında ve İİT Ülkelerinin toplumları arasında diyaloğun ve barış söyleminin geliştirilmesi konusunda öncülük etmelidirler.

 

Dini kurumlar ve oluşumlar, medya, STK’lar, bölgesel ve küresel uluslararası örgütler ile devletler temel özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, işbirliğinin, anlayışın, diyaloğun, hoşgörünün ve dinî - kültürel farklılıklara saygının geliştirilmesi için önemli rol oynamalıdır.

 

İİT Ülkelerinde kadınlar, çatışmaların engellenmesi noktasında katkılarının artırılması için eğitilmeli ve güçlendirilmelidir. İİT Ülkelerinin ihtiyaç duyduğu şey “kadın diplomasisi”, yani kadınların geleneksel resmî diplomasiye ve sivil diplomasiye daha fazla katılmalarının sağlanmasıdır.

 

İİT Ülkeleri savunma ve güvenlik alanları başta olmak üzere farklı sektörel diplomasi alanları geliştirmeli, karşılıklı bağımlılık temelinde finansal ve sektörel derinleşme sağlamalıdır.

 

İİT Ülkeleri mevcut kurumsal yapılarını gözden geçirmeli ve devlet kurumlarını devletlerin küresel düzeyde değişmekte olan doğasına uyum sağlamak üzere güç ve adalet dengesini gözeterek yeniden örgütlemelidirler.

 

İİT Ülkeleri ortak amaçların gerçekleştirilmesi, iç barışın rekabet ve hızlı kalkınma yoluyla sağlanması amacıyla her ülke için 2023, 2030 gibi özgün gelecek vizyonu projeleri geliştirmelidirler.

 

İİT Ülkeleri iktidarın demokratik ve barışçıl yollardan el değiştirmesi için gerekli siyasi reformları gerçekleştirmelidirler.

 

Bu deklarasyonun BM Genel Sekreteri’nin, İİT Genel Sekreteri’nin ve İİT Ülkelerinin devlet yöneticilerinin yüksek dikkatlerine sunulması kararlaştırılmıştır.

 

Son olarak, katılımcılar, 6. İİT Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nun IPRI ( Islamabad Policy Research Institute ) ev sahipliğinde 11-12 Mart 2015 tarihlerinde - Pakistan’ın başkenti - İslamabad’da gerçekleştirilecek olmasını takdirle karşılamışlardır.

 

22 Şubat 2014, Bağdat

 

تم التحديث فى ( الاثنين, 09 مارس 2015 00:19 )  

 

الاعلانات

1. 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu 6-8 Mart 2015 tarihlerinde Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, Pakistan China Institute ve Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ev sahipliğinde gerçekleştirilmiştir. İslam dünyasından geniş çaplı katılımla gerçekleştirilen 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’nda; Forumu entelektüeller, düşünürler, kanat önderleri ve İslam dünyası düşünce kuruluşları için başlıca platform olarak kurumsallaştırmak üzere dönüm noktası teşkil edecek bir takım kararlar alınmıştır.

2. Forum; Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Memnun Hüseyin’e, Pakistan Başbakanı Dış İlişkiler ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Sayın Sartaj Aziz’e ve Pakistan Senatosu Başkanı Senatör Syed Nayyer Hussain Bokhari’ye, Forum’a hitap etmeyi yüksek nezaketleriyle kabul ettikleri ve bu küresel konferansın saygınlık ve prestijine büyük katkıları için minnettarlığını arz etmiştir.

3. Forum, ekonomik ve siyasi güç dengesinin, “musâdeme-i efkârın” (fikirler çarpışmasının) yoğun etkisi altında Batı’dan Doğu’ya kaydığı 21. asırda İslam Düşünce Kuruluşları Forumu’nun kültürler, ülkeler ve kıtalar arasındaki köprü rolünün önemli olduğuna ve dolayısıyla Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu olan adının Dünya İslam Forumu (World Islamic Forum - WIF) olarak değiştirilmesine karar vermiştir.

4. İslam Dünyası Forumu mevcut gerçeklikleri ve olguları göz önünde bulundurarak İslam’ı barış, uyum, denge, hoşgörü ve bir arada yaşama dini olarak takdim edecek ve tanıtacak bir İslam anlatısı geliştirilmesine de katkı sağlayacaktır.

5. İslam Dünyası Forumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışında kalan ülkelere ve topluluklara ulaşım konusunda da adımlar atarak mevcut jeopolitik sahnedeki ortak platformlar üzerinde yeni ortaklıklar ve koalisyonlar kurulmasına katkı sağlayacaktır.

6. Forum katılımcıları ne şekilde olursa olsun ve nasıl tezahür ederse etsin aşırılığı ve terörizmi kınamakta, terörizmin herhangi bir din, kast, mezhep ya da ırkla ilişkilendirilemeyeceğini açıkça ifade etmektedir. Terörizmle ve militanlıkla mücadele aslında; İslam’ın doğru mirasını ve özünü, Hazreti Peygamber’in (sav) öğrettiklerinde ve onun liderliğindeki faaliyetlerde ortaya konduğu şekliyle ihya çabasıdır.

7. Forum belli Batı ülkelerinde baş gösteren İslamofobiyi kınamakta ve bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında yer alan anti-semitizm benzeri bir suç olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

8. Forum hangi dinden, cinsiyetten, kasttan, ırktan ya da mezhepten olursa olsun tüm kişilerin eşitliği ilkesine riayet edilmesi gerektiğini teyit etmekte; herhangi bir etnik gruba ya da topluluğa karşı ayrımcılık yapılmasını ya da nefret, taassup ve önyargı temelinde şiddete veya nefret söylemine maruz bırakılmasını insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirmektedir.

9. Forum; sorunların çözümü için herhangi bir şekilde tehdide ya da güç kullanımına başvurulmasını reddetmekte, uluslararası hukukun ve BM Şartı’nın önceliğine riayet edilmesi gerektiğini dile getirmekte, tüm ülkelerin mevcut sınırlarının ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığı ilkesini desteklemektedir.

10. Forum; Filistin, Keşmir, Kıbrıs ve Dağlık Karabağ gibi farklı bölgelerdeki uzun süreli uyuşmazlıkların çözümünde sürdürülebilir barış, istikrar ve güvenliği de desteklemektedir.

11. Forum; özellikle eğitim, enerji ve İslam dünyasının çok ihtiyaç duyduğu değişim ve reformların güvencesi konumundaki yetenekli kişilerin, hassaten gençler ve kadınlar arasındaki yeteneklerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak alt yapının ve mekanizmaların oluşturulmasında bölgesel ekonomik iş birliğinin teşvik edilmesi gerektiğine inanmaktadır.

12. Forum Müslüman rejimlerin ve liderlerin sivil toplumu harekete geçirmek ve temel hakların geliştirilmesinde fırsat eşitliği sunmak suretiyle elit tabaka ile sıradan insanlar arasında köprü oluşturmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.

Dünya İslam Forumu’nu Müslüman entelektüellerin, kanaat önderlerinin ve düşünürlerin sesi olarak kurumsallaştırmak amacıyla Forum aşağıdaki kurumsal mekanizmaların hayata geçirilmesine karar vermiştir:

a) Forum faaliyetlerini koordine etmek; dünyanın farklı yerlerinden sivil toplum örgütleri, hükümet dışı örgütler ve düşünce kuruluşları ile birlikte kurumsal bir ses inşa etmek ve İslam Dünyası Forumu’nun gündemi ve faaliyetleri ile ilgili kararlar almak üzere beş kişilik bir daimi icra kurulunun oluşturulması;

b) İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu “Wise Persons Board of the Forum” (Forum Akil Kişiler Kurulu) adının “Eminent Persons Group (EPG) of the World Islamic Forum” (İslam Dünyası Forumu Akil Kişiler Grubu) olarak değiştirilmesi;

c) İslam Dünyası Forumu sekretaryasının TASAM ev sahipliğinde İstanbul’da bulunması, Asya bölgesel sekreterliğinin Pakistan-China Institute ev sahipliğinde İslamabad’da kurulması ve dünyanın diğer yerlerinde de bölgesel sekreterliklerin kurulması;

d) İslam Dünyası Forumu faaliyetleri çerçevesinde İngilizce, Türkçe, Arapça ve Fransızca dillerinde yayın yapan dinamik ve etkileşimli bir internet sitesinin bulunması; İslam ümmetinin karşı karşıya olduğu sorunlara dair araştırma raporları hazırlanması ve çalışmalar yapılması, İslam ümmetini ilgilendiren konferanslara katılım sağlanması;

e) Memnuniyet verici bir gelişme olarak kaydedilen İslam Dünyası “İstanbul Ödülleri”nin yıllık olarak verilmeye devam edilmesi;

f) İslam Dünyası Forumu’nca Eylül 2015’te Kuala Lumpur’da “Müslüman Kadınlar Zirvesi” düzenlenmesi;

g) İslam Dünyası Forumu’nun sonraki toplantısının 2016 yılında Tahran’da yapılması kararları alınmıştır.

Son olarak Forum katılımcıları; Forum’un İslamabad’daki ev sahiplerine, özellikle Pakistan China-Institute, Pakistan Senatosu Savunma Komitesi, TASAM ve KAS’a, bu tarihi etkinlik ile “musademe-i efkar”dan barika-i hakikat’in (fikirlerin çarpışmasından hakikat güneşinin) doğması amacıyla yaptıkları katkılardan ve İslam ve Müslümanlar hakkında bugün şiddetle muhtaç olduğumuz olumlu bir anlatı sunmalarından dolayı teşekkürlerini bildirmiştir.

6-8 Mart 2015, İslamabad

Deklarasyonu indirmek için tıklayın.

Detaylı bilgi için tıklayın.